Çarlık Rusya’nın Uyguladığı İstila ve Asimile Siyasetine KarşıBaşkırtların Çıkarttığı İsyanlar (XVII. Yüzyılın İkinci Yarısıve XVIII. Yüzyıl)

Orhan DOĞAN

Öz


Bu çalışmada Başkırtların tarihi süreçteki yeri hakkında genel bilgiler verildikten sonra Çar Yönetiminin Başkırtlar üzerindeki
hâkimiyeti ele alınmışve bu hâkimiyet sürecinde Rus yöneticilerinin Başkırtların isyan etmesine sebep olan faaliyetleri araştırılıp
incelenmiştir.
1552 yılında Kazan Hanlığı’nın Ruslar tarafından ele geçirilmesiyle birlikte Başkırtlar da bu tarihten sonra Rusların saldırılarına
uğramışlar ve 1557’de Rus hâkimiyetine girmişlerdir. Böylece Ruslar İdil-Ural bölgesindeki Türk boylarıüzerinde yoğun bir şekilde
etkili olmaya başlamışlar ve bu boylar içinde Rusya’nın hâkimiyetine giren ilk Türk boyu da Tatar-Başkırt Türkleri olmuştur.
Başkırtlar, Rus Yöneticilerinin milli ve manevi değerlerine saldırmalarınıve bu konudaki hak ve hukuklarının hiçe sayılmasını,
mevcut kanunlar dikkate alınmadan topraklarına Rusların yerleştirilmesini gerekçe olarak göstererek bu haksızlığın düzeltilmesi için
en son çare olarak Rus yönetimine karşıXVII-XVIII. yüzyıllar arasında yaklaşık ikiyüz yıl sürecek olan isyan harekâtında
bulunmuşlardır.
Başkırtlar arasında, Rus yönetimine yönelik ilk memnuniyetsizlik dalgası1584’de başlamış, ancak 1645 yılına kadar bu
memnuniyetsizlik isyan boyutuna ulaşmamıştı. 1645’de ise Başkırt topraklarının Ruslar tarafından gasp edilmesi, Ufa bölgesinde
isyana sebep oldu. Kanlıbir şekilde bastırılan bu ayaklanmadan yaklaşık 15 yıl sonra 1661 yılında Sadıroğlu Seyit Batır liderliğinde
BatıBaşkırdistan’da Başkırtların Rus hâkimiyetine karşıilk büyük ve önemli saldırılarıgerçekleşti. Seyit Batır, kısmen de olsa başarı
sağladı. Ayaklanmanın amacıRus hâkimiyetine son vererek Tura Hanlarının hâkimiyetini yeniden kurmaktı. 1662 yılının Temmuz
ayında SarıMergen’in önderliğinde Rus yönetimine karşıbir ayaklanma daha başgösterdi. Bu ayaklanma sonucunda Neva ve İset
Nehirleri boyundaki pek çok kale, manastır ve Rus köyleri kuşatıldıve Ufa şehrine hücum edildi. Rus yönetimi Başkırtlara yönelik
davranışlarının düzeltileceği ve vergilerde iyileştirmeler yapılacağıgibi bazıvaatlerde bulunarak ayaklanmayıtertip eden liderlerle
anlaşma yaptı. Ancak bir süre sonra Başkırtların bu iyi niyetli tutumlarınıRuslar suiistimal ettiler. Başkırtlar yeniden Kese Sultan
önderliğinde 1662–1664 yıllarında sürecek olan isyan hareketini başlattı. Kese Sultan’a Kalmuk Prensi ve damadıve ayrıca
Sibirya’da yaşayan Kazaklarla birlikte diğer Türk boylarıda Başkırtlara destek vermişkısa süren kısmî başarılara imza atılmıştı.
OsmanlıDevleti de bu savaşlarla Kırım vasıtasıyla ilgilenmekteydi. 1664 yılında aşiret reisi Seyit’in önderliğinde Başkırtlar tekrar
isyan etti. Bu isyan “Seyit İsyanı” olarak tarihe geçti; Bu isyan beşyıl kadar devam etti. Bu süre içinde Ufa ve Kazan Kazalarında
birçok Rus yerleşim merkezi yağmalanıp ateşe verildi. Çok sayıda Rus öldürüldü. Çar Aleksey Mihailoviç, bu isyanıbastırmak
gayesiyle Moskova'dan askeri güç gönderdi. 1664–67 yıllarıarasında Kese Sultan ve kardeşinin önderliğinde Kalmukların da
desteğiyle yeniden Ruslara karşıbir isyan başlatıldı. Bu sırada Kese Sultan, Kırım ve Osmanlıdevleti ile irtibat kurdu. Başkırt
isyanlarıdevam ettiği sırada Çar Aleksey Mihailoviç, Başkırtlara Hıristiyanlık dinini kabul etmeleri yönünde bir çağrıyaptı(1680).
Başkırtlar bu durumu kendilerine yapılmışbir hakaret kabul ederek 1704’ten başlayarak tekrar ayaklanmaya başladılar. 1707 yılında,
Ufa komiseri Sergeyev’in yetkilerini kötüye kullanmasıve baskıuygulamasının sonucu olarak Başkırtlar, “Aldar-Kusümov”un
önderliğinde yeni bir isyan çıkardılar. Bu isyan sırasında Başkırtlar, özellikle Karakalpaklıları, ve Tatarların bir kısmını, kendi
tarafına çektiler. Başkırtların Rus yönetimine karşımücadelesi, 1708–1710 yıllarında daha da yoğunlaştı. Özellikle bu dönemde,
Kazak savaşbirlikleri ve onlarla birlikte hareket eden Karakalpaklar, Başkırtlara yardım ederek Rus silahlıbirliklerine karşı
çarpıştılar. Bu gelişme karşısında Rus yönetici ve subaylarıgenel bir istişare yapmak zorunda kaldılar. Bu istişarede sadece Başkırt
karışıklıklarının sona erdirilmesiyle ilgili plan değil, Başkırt halkınıkorku içinde tutabilmek ve sadık bir uyruk haline getirebilmek
için ne gibi çalışmaların yapılmasıgerektiği görüşüldü. Buna göre söz konusu karışıklıklarısona erdirmek ve Başkırt halkınıdüzenli
olarak el altında bulundurmak için gereken tüm konular gözden geçirildi.
Rus hükümeti, Başkırt ve diğer yabancıhalklar arasında Ortodoks Hıristiyanlığınıyaymaya devam etmekteydi. 1740–42 yılları
arasında 17362 kişiye Hıristiyanlık kabul ettirildi. Başkırtlar yerel idareciler tarafından takip edilmekten korktuklarından dolayı
vaftiz oluyorlardı. Hıristiyanlığıkabul etmişolan Başkırtlar kimi zaman mollaların tesiriyle kendi şeflerine müracaat ederek tekrar
İslam dinine dönmek istiyorlardı. Ancak genellikle bu talepler sonuçsuz bırakılıyor, Müslümanlığa geri dönmek isteyenler
cezalandırılıyordu. Bu da Başkırtlarıçileden çıkarıyordu. Başkırtların bu memnuniyetsizliği 1754 yılında çıkarılan kararnameden
sonra daha da arttı. Bu kararname doğrultusunda Başkırtlara yasak vergisi yerine hazineden tuz satın alma yükümlülüğü
getiriliyordu. Başkırtlar, hazineden tuz satın almalarıiçin Rus yöneticileri tarafından ikna edilmeye çalışıldı. Aksi takdirde
kendilerine karşıgüç kullanılacağısöylendi. Başkırtlar, kendi topraklarında bol miktarda bulunan tuzu para ile almak istemedikleri
için halk arasında Batarşi diye bilinen Molla Abdulla Miyagzildin öncülüğünde yeniden isyan ettiler. Ancak bu harekât da Rus
yönetimince bastırılmış, bundan sonra da isyan etmeye cesaret edememişlerdir.
Çar yönetiminin, istila etmişolduğu topraklardaki bu siyasetinin başlıca özelliklerini; yabancılara güç kullanarak Ortodoksluğu
kabul ettirmek, işgal edilen topraklardaki halklarıbirbirine karşıkışkırtıp halklar arasında milli düşmanlıklarıkörüklemek ve Rus
Kazaklarınıve Rus Kazak köylülerini bu halklara karşıkışkırtmak olarak belirtmek gerekir. Rusların kendi tabiiyetleri altına almış
olduklarıhalkları“böl, parçala, yönet” yöntemiyle idare etme politikasıBaşkırtlara yönelik uygulamalarında da bir kez daha
kendisini göstermiştir. Yaklaşık 200 yıl aralıklarla devam eden bu isyanlar, Rusların asimile siyasetine karşımilli ve manevi
değerlerini korumaya çalışan, topraklarınıve yasal haklarınıkorumak ve Rus hâkimiyetine son vermek isteyen Başkırtların, Milli
Mücadelesi olarak tarihte yerini almıştır.

Anahtar Kelimeler


Başkırtlar, İsyan, Çarlık Rusya, İşgal, Asimile

Tam Metin:

PDF

Refback'ler

  • Şu halde refbacks yoktur.


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.