NEYLİNİN MANZUM BİR MEKTUBU

Ahmet Sevgi

Öz


Eski Türk edebiyatı nda mektup denilince ilk akla gelen şüphesiz "münşeat mecmuaları" olmaktadır. Gerçekten de bu mecmualar incelendiğinde her biri ayrı tarihî bir değer taşıyan birçok mensur mektuba rastlamak mümkündür. Ancak bu, Klasik Türk Edebiyatı nda manzum mektup olmadığı anlamına gelmez. Üstat Orhan Şaik Gökyay Tanzimat Dönemine Değin Mektup“ adlı makalesinde 'Benim bildiğim kadar Tanzimattan önce Türk yazınında manzum mektup olarak sayılsa sayılsa Bağdatlı Ruhinin, zamanın bütün şairlerini, onların adlarını, özelliklerini, yaptıkları işleri sıralayarak her birinin halini hatırını sorduğu,

Bağdat'a düşse rehgüzerin ey nesim-i subh

Gör evvela ki zümre-i a'yân ne demdedür? diye başlayıp

Vasıl idüp bu ruk'ayı bizden du'âlar it

Gör cümleyi safâda mı hullân ne demdedür?

Yârana söyle can u gönülden du'âdadur

Dirlerse saha Rûhî-i bîcân ne demdedür

diye ve tam bir mektup geleneği ile bitirdiği 41 beyitlik kasidesidir." (1) diyorsa da gerek divanlar ve gerekse "şiir mecmuaları" incelendiğinde "mektub-ı manzum", "arz-ı hal ', "name-i manzume" v.b. başlıklar altında sayıları fazla olmasa da Bağdatlı Ruhî tarzında yahut başka usulde bazı manzum mektupların olduğu görülecektir. Biz bunlardan bir kısmına işaret ettikten sonra Neyli nin manzum bir mektubunu sunmak istiyoruz. (*)


Tam Metin:

PDF

Refback'ler

  • Şu halde refbacks yoktur.


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.