SEÇKİNCİLİK, AYDIN KİMLİĞİ VE SÜREKLİLİK

Himmet Hülür, Anzavur Demirpolat

Öz


Türkiye'de aydınların çok partili döneme kadar oynadıkları toplumsal-siyasal rolü anlayabilmenin bir yolu; devletçi ve seçkinci gelişme programına uygulama imkanı veren tarihsel geçmişi dikkate almaktır. Türkiye'de toplumsal ve siyasal yeniden yapılanmanın ve çağdaşlaşma tasarımının temel ölçütlerinin belirginleştiği bu dönemde aydının rolü çoğu zaman sınırlı bir siyaset kuramına indirgenerek ele alınmaktadır. Böylece. hem aydın ve toplum ilişkisi hem de değişim sürecinde toplumun ortaya koyduğu tepkiler yeterince anlaşılmamaktadır. Avdım tamamıyla kendi toplumsal-kiiltürel bağlarından kopuk, seçkinci değişim siyasetinin bir oyuncağı olarak değerlendiren bu tür bir yaklaşım, toplumun tarihsel deneyimlerinin değişim sürecindeki etkisinin anlaşılmasını güçleştirmektedir. Biz burada, tarihsel arkaplaıı dikkate alındığında yeni siyasal yapılanmayla birlikte aydın kimliği açısından süreklilikten ziyade bir kopuşun ileri sürülemeyeceğini ortaya koymaya çalışıyoruz. Seçkinci yeniden yapılanma sürecinde önemli bir işlev görmüş olan başat aydın tipi daha önce Osmanlf da başlayan aydınlanma talebinin devamı olarak gelişmiştir. Buna karşın, aydını topluma karşı siyasal seçkinciliğin sadece Cumhuriyet dönemiyle sınırlı bir öğesi olarak ele alma eğilimi birbirine taban tabana zıt iki ideolojik tavrın ortak paydasıdır: aydın ya ilerlemenin ya da yozlaşmanın öncüsüdür.

Tam Metin:

PDF

Refback'ler

  • Şu halde refbacks yoktur.


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.