Ortadoğu İle Karşılaşma: David Greig’in Damascus Oyunu
Öz
Günümüz İskoçyalıtiyatro yazarıDavid Greig sadece İskoçya Tiyatrosuna değil, 21. yüzyıl İngiliz Tiyatrosuna da çok değerli
katkılar sağlamıştır. Yazar, tiyatro eserlerinde günümüz dünyasının önemli siyasi, kültürel ve estetik akımlarınıele alır.
Bu çalışma, yazarın 2006 yılında yazdığı Damascuseserinde ‘öteki’ ile olan tecrübesini yansıtır. Oyunda Greig Batıve Arap
dünyasıarasında meydana gelen ilişkilerin karmaşıklığınıve derinliğini anlatır. Yazar dünyanın en eski yerleşim yerinde ‘öteki’nin
gizemini ele geçirirken, aynızamanda oyunun yer aldığı Şam şehri günümüz gerçekliğinde kök salan mistik bir yer olarak karşımıza
çıkar. Oyunun kültürel çatışmayıanlatan bir komedi olmasının yanısıra, hayal ve hakikat arasındaki ilişkilendirmeleri anlatan bir
tarafıda vardır. Oyun, Batılıve Arap karakterler aracılığıile Batının ve Ortadoğunun birbirlerine karşısahip olduklarıönyargıve
klişe tutumlarıinceler. Bu açıdan, oyunun başkarakteri karşılaştığıkültürel çatışma ile aslında, Batının Ortadoğu ile ilgili ve
Ortadoğunun da Batıile ilgili alışılmışanlayışına meydan okuyarak, önyargılarısorgular.
Edebiyat tarihinde ‘Doğu’ hakkında yazmak Batılıyazarlar için her zaman ilgi çekici olmuştur. Batılıyazarlar eserlerinde
Ortadoğu’yu ele alırken genellikle seyahat anılarından faydalanırlar. Fakat Samuel Chew meşhur kitabında (The Crescent and the Rose:
Islam and England during the Renaissance), iki grup seyahat yazarlarından bahseder: ‘Doğuyu sadece hayal eden koltuk seyyahlarıve
gerçekten Doğuyu ziyaret ederek bizzat tecrübe eden gezginler’. (Chew, 1974). Greig Damascusoyununu Şam’a yaptığıbir
seyahatten sonra, önyargıveya hayalden uzak olarak yazmıştır. Oyunla ilgili bir notunda Greig oyunun, 2000 yılında Ortadoğu’da
yürüttüğü tiyatro çalıştaylarının beklenmedik bir sonucu olarak ortaya çıktığınısöyler. Yazar, oyunda Batıve Arap dünyasının
arasındaki ilişkilerin karmaşıklığınısergilediğini belirtir. Oyun Batıve Ortadoğu değerlerinin özellikleri ile ilgili çelişkili fikirleri öne
sürer. Greig özbenlik ve ‘öteki’ arasındaki ilişkiyi ve kültürler arasıfarklılıklarıtasvir ederken aynızamanda basmakalıp fikirleri ve
önyargılarıalt üst eder. Ana karakter aracılığıyla yazar sadece Ortadoğu karakterlerini veya meselelerini örneklemez aynızamanda
özbenlikle ilgili tanımlamalar sunar. Doğu ile Batının birleştiği çok kültürlü bir sahnede, karakterler ve izleyiciler birbirlerinin
benzerliklerini ve farklılıklarınıküresel ve ülkelerarasıbir bağlamda keşfeder.
katkılar sağlamıştır. Yazar, tiyatro eserlerinde günümüz dünyasının önemli siyasi, kültürel ve estetik akımlarınıele alır.
Bu çalışma, yazarın 2006 yılında yazdığı Damascuseserinde ‘öteki’ ile olan tecrübesini yansıtır. Oyunda Greig Batıve Arap
dünyasıarasında meydana gelen ilişkilerin karmaşıklığınıve derinliğini anlatır. Yazar dünyanın en eski yerleşim yerinde ‘öteki’nin
gizemini ele geçirirken, aynızamanda oyunun yer aldığı Şam şehri günümüz gerçekliğinde kök salan mistik bir yer olarak karşımıza
çıkar. Oyunun kültürel çatışmayıanlatan bir komedi olmasının yanısıra, hayal ve hakikat arasındaki ilişkilendirmeleri anlatan bir
tarafıda vardır. Oyun, Batılıve Arap karakterler aracılığıile Batının ve Ortadoğunun birbirlerine karşısahip olduklarıönyargıve
klişe tutumlarıinceler. Bu açıdan, oyunun başkarakteri karşılaştığıkültürel çatışma ile aslında, Batının Ortadoğu ile ilgili ve
Ortadoğunun da Batıile ilgili alışılmışanlayışına meydan okuyarak, önyargılarısorgular.
Edebiyat tarihinde ‘Doğu’ hakkında yazmak Batılıyazarlar için her zaman ilgi çekici olmuştur. Batılıyazarlar eserlerinde
Ortadoğu’yu ele alırken genellikle seyahat anılarından faydalanırlar. Fakat Samuel Chew meşhur kitabında (The Crescent and the Rose:
Islam and England during the Renaissance), iki grup seyahat yazarlarından bahseder: ‘Doğuyu sadece hayal eden koltuk seyyahlarıve
gerçekten Doğuyu ziyaret ederek bizzat tecrübe eden gezginler’. (Chew, 1974). Greig Damascusoyununu Şam’a yaptığıbir
seyahatten sonra, önyargıveya hayalden uzak olarak yazmıştır. Oyunla ilgili bir notunda Greig oyunun, 2000 yılında Ortadoğu’da
yürüttüğü tiyatro çalıştaylarının beklenmedik bir sonucu olarak ortaya çıktığınısöyler. Yazar, oyunda Batıve Arap dünyasının
arasındaki ilişkilerin karmaşıklığınısergilediğini belirtir. Oyun Batıve Ortadoğu değerlerinin özellikleri ile ilgili çelişkili fikirleri öne
sürer. Greig özbenlik ve ‘öteki’ arasındaki ilişkiyi ve kültürler arasıfarklılıklarıtasvir ederken aynızamanda basmakalıp fikirleri ve
önyargılarıalt üst eder. Ana karakter aracılığıyla yazar sadece Ortadoğu karakterlerini veya meselelerini örneklemez aynızamanda
özbenlikle ilgili tanımlamalar sunar. Doğu ile Batının birleştiği çok kültürlü bir sahnede, karakterler ve izleyiciler birbirlerinin
benzerliklerini ve farklılıklarınıküresel ve ülkelerarasıbir bağlamda keşfeder.
Anahtar Kelimeler
David Greig, Damascus, Orta Doğu, ‘öteki’, önyargı
Tam Metin:
PDFRefback'ler
- Şu halde refbacks yoktur.
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.