ULUSLARARASI HUKUKTA SELF-DETERMİNASYON HAKKI ve TÜRK CUMHURİYETLERİ
Öz
20. Yüzyılda uluslararasıhukukun en önemli kavramlarından birisi haline gelen selfdeterminasyon, dünya toplumunda yeni bir yapılanma ve tanımlama süreci başlatmıştır. Kavram,
günümüz dünyasının siyasi haritasının belirlenişi ve bundan sonra geçirmesi muhtemel
değişikliklere ilişkin olarak sıkça söz konusu olmaktadır. Önceleri siyasi bir ilke olduğu düşünülen
self-determinasyon kavramıhem BM 1966 İkiz Sözleşmeleri, hem BM Genel Kurul Kararları
hem de uluslararasıhukukun diğer aktörlerinin kararlarıyla hukuki bir hak haline dönüşmüştür. İlk
ifade edilmeye başlandığıdönemlerde sadece sömürge yönetimi altındaki halklara tanınması
öngörülürken Yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliğindeki federe cumhuriyetlerin de selfdeterminasyon hakkından yararlanarak ayrıldıklarıgörülmüştür.
günümüz dünyasının siyasi haritasının belirlenişi ve bundan sonra geçirmesi muhtemel
değişikliklere ilişkin olarak sıkça söz konusu olmaktadır. Önceleri siyasi bir ilke olduğu düşünülen
self-determinasyon kavramıhem BM 1966 İkiz Sözleşmeleri, hem BM Genel Kurul Kararları
hem de uluslararasıhukukun diğer aktörlerinin kararlarıyla hukuki bir hak haline dönüşmüştür. İlk
ifade edilmeye başlandığıdönemlerde sadece sömürge yönetimi altındaki halklara tanınması
öngörülürken Yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliğindeki federe cumhuriyetlerin de selfdeterminasyon hakkından yararlanarak ayrıldıklarıgörülmüştür.
Anahtar Kelimeler
Self-determinasyon hakkı, kendi kaderini tayin hakkı, Türk Cumhuriyetleri, uluslararasıhukuk
Tam Metin:
PDFRefback'ler
- Şu halde refbacks yoktur.
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.